ATÖLYE

IMOGA’nın atölyesi nasıl bir gelenekten geldi?

IMOGA’nın günümüzdeki atölyesi ilk olarak 1974 yılında Kuyubaşı Aralık Sokak’ta kurulmuştur. Süleyman Saim Tekcan’ın, başta kendisi için özel bir özgün baskı sanatçı atölyesi olarak kurduğu, daha sonra diğer sanatçılara paylaşıma açtığı bu atölye, Yaşayan Müze IMOGA’nın belkemiği, merkezi ve kalbidir. Bu atölye faaliyetlerine daha sonra Söğütlüçeşme’de, sonrasında ise Artess Çamlıca Sanat Evi’nde devam etmiştir. 2004 yılında IMOGA’nın kurulduğu tarihten itibaren ise IMOGA binasının 1. katında faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kuyubaşı’nda kurulan ilk atölyede ağırlıklı olarak elek baskı ile üretim başladı, daha sonra üretim çeşitlenerek taş baskı eklendi. Süleyman Saim Tekcan’ın ikinci kurduğu atölye olan Söğütlüçeşme’deki atölyede ise bu üretimlere ağırlıklı olarak gravür eklendi. Veysel Erüstün burada, Süleyman Saim Tekcan ile birlikte, gravür atölyesinin kuruculuğunu ve eğitmenliğini üstlendi; Erüstün ve Tekcan eşzamanlı olarak birlikte gravürü teknik olarak öğrettiler. Süleyman Saim Tekcan’ın Gazi Eğitim Enstitüsü’nden öğretmeni olan Veysel Erüstün’ün baskı teknikleri uzmanlığının en üstün olduğu alanın gravür olması ve Aquatint, Kuru Kazıma, Mezzotint gibi gravür tekniklerinin tümünü çok iyi bilmesi, bu atölyede çok köklü ve çok derin bir gravür bilgisinin var olmasını sağladı.

Erüstün burada bir yandan kendisi sanatçı olarak üretim yaparken diğer yandan da teknisyenleri adeta akademik bir eğitim disiplini ile birer sanatçı formasyonunda yetiştirdi. IMOGA’nın bugünkü atölyesinin ve bu atölyenin temelini oluşturan, daha önce kurulmuş atölyelerin çok nitelikli olmasının en önemli sebeplerinden biri atölyelerde üretimin içinde olan teknisyenlerin Süleyman Saim Tekcan ve Veysel Erüstün’den aldıkları eğitimin bir sonucu olarak teorik ve teknik olarak donanımlı bir biçimde baskı resim konusunda bilgi sahibi olmalarıdır. Erüstün, 1987 yılında vefatına kadar Artess Çamlıca Sanat Evi’nin alt katında bizzat sanatçılarla birlikte gravür bölümünde çalışmalar yapmaya devam etti. Süleyman Saim Tekcan’ın kızları Elvan Tekcan ve Eda Tekcan da gravür tekniğini Veysel Erüstün’den öğrenmişlerdir.

Söğütlüçeşme ve Artess Çamlıca Sanat Evi’ndeki atölyeler, alanında deneyim sahibi sanatçıların da üretim ve çoğaltım yapmasına olanak sunan atölyelerdi. O dönemde profesyonel olarak faaliyet gösteren başka atölyeler olmadığı için sanatçılardan bu yönde çalışmalar yapmak konusunda çok talep geliyordu.

Tekcan’ın Söğütlüçeşme ve Artess Çamlıca Sanat Evi’ndeki bu atölyelerine sadece sanat eğitimi almış, teknikleri öğrenip çoğaltım teknikleri ile iş üretecek yetkin sanatçılar kabul ediliyordu. Atölyeler, Süleyman Saim Tekcan, Veysel Erüstün ve Süleyman Saim Tekcan’ın, serigrafi tekniğinde donanımlı ve deneyimli, sanatçılara bu konuda teknik destek veren eşi, Emel Tekcan’ın yönetiminde faaliyetlerini sürdürüyordu.

2000’li yıllara gelindiğinde Türkiye’de başka çeşitli sanatçı atölyeleri de oluşmaya başladı. Tekcan kendi atölyelerinden başka atölyelerin de kurulmasına öncülük etti, başka sanatçıların atölyelerine gravür presleri yaptırılması konusunda destek oldu. Marmara, Mimar Sinan, Atatürk Eğitim’de ve İTÜ’de Tekcan önderliğinde baskı atölyeleri kuruldu. Bu atölyelerden gravür sanatçıları, baskı sanatçıları yetişti. Yetişen bu sanatçılar, çeşitli teknikleri icra eden atölyeler kurmaya başladılar. Aksanat’taki baskı atölyeleri de yine bu dönemde kuruldu. Tekcan için böylece, tek başına Türkiye’deki baskı sanatını yüklenme sorumluluğu da biraz hafiflemeye başladı.

IMOGA Gravür Okulu

IMOGA Gravür Okulu’nun ilk adımları 2000 yılında atıldı. Bu okulda, seramik, mimarlık, resim alanlarında eğitim almış, baskı resme ilgili gösteren, gravür tekniğini, linol tekniğini öğrenmek isteyen minimum 10 kişilik gruplara Prof. Süleyman Saim Tekcan ve aynı alanda akademik eğitimini doktora düzeyinde tamamlamış ve yine bu alanda üniversitede akademisyen olan kızı Eda Tekcan’ın önderliğinde eğitimler verilmeye başlandı. Gravür Okulu, Artess Çamlıca Sanat Evi’ndeki atölye geleneğinden doğmuş bir projedir. Gravür Okulu’ndaki eğitime güzel sanatlar alt yapısına sahip, sanat dili ve kültürü anlamında eğitim almaya yetkin kişiler kabul edildi. Gelenekselden gelenler, minyatürü gravüre uygulayanlar, mimarlar, endüstri tasarımcıları gibi farklı alanlardan yetişmiş olan kişiler de Gravür Okulu’na gelerek eğitim aldılar. Gravür Okulu’ndaki eğitim, 4 yıl boyunca, Artess Çamlıca Sanat Evi’nde haftada bir gün olacak şekilde, ardından 2004 yılında IMOGA açıldıktan sonra IMOGA’da devam etti. Gravür Okulu, IMOGA’da daha da profesyonelleşerek yılda 20’ye yakın seçilmiş öğrencinin eğitim aldığı bir programa dönüştü. Gravür Okulu’ndaki bu eğitimler Eda Tekcan önderliğinde, IMOGA’nın 3. katında 2015 yılına kadar kesintisiz devam etti. 2015 yılında Kuzguncuk’ta IMOGA Art Space’in açılması ile birlikte IMOGA Gravür Okulu da faaliyetlerine ara verdi.

IMOGA’nın Günümüzdeki Atölyesi

IMOGA’nın birinci katında faaliyet gösteren, günümüzdeki atölyesinde elek baskı atölyesi mevcut olmakla birlikte, daha çok aktif olarak gravür tekniği ile baskı yapılmaktadır. Bu gravür tekniği, klasik gravür tekniklerinin dışında, Süleyman Saim Tekcan’ın geliştirdiği gravür tekniğidir ve IMOGA’nın gravür atölyesi farklı metallerle çalışılan, çok geniş bir yelpazedeki bir gravür atölyesidir.

2000’li yıllardan itibaren baskı teknikleri ile ilgili güvenlik kriterlerinin tüm dünyada devreye girmesiyle birlikte, uluslararası bir kurum olan IMOGA da bu güvenlik kriterlerini dikkate alarak yağ bazlı boyalarla çalışmayı durdurdu. Gravür ve linol baskı tekniklerinin uygulanmasında, sanatsal anlamda kayıpsız sonuçlara ulaşılmasına olanak sağlayan, aynı zamanda sağlık açısından da zararı olmayan su bazlı boyalar kullanılmaya başlandı. IMOGA’da bu teknikler diğer tekniklerin önünde, yoğun bir biçimde kullanılmaya devam etti.

IMOGA, günümüzde ise atölye faaliyetlerine ağırlıklı olarak geleneksel teknikler bağlamında gravür tekniğinde üretim ile kesintisiz devam etmektedir.